Rüzgar Erozyonu ve Karapınar Mucizesi
Toprakların oluştukları yerlerden, rüzgârın etkisi ve kuvvetiyle aşındırılarak; sıçrama, yüzeyde sürüklenme ve havada uçma hareketleriyle bir yerden başka bir yere taşınarak yığılması olayına rüzgâr erozyonu deniyor.

Erozyon, yüzyıllardan beri insanlığı tehdit etmiş, birçok uygarlığın sönmesine ve büyük göçlere neden olmuş çok önemli bir sorundur. Genelde ülkemizin toprakları, çok eskiden beri aşırı derecede ve genellikle hatalı bir şekilde kullanılması sonucu yorgundur. Rüzgar erozyonundan en fazla etkilenen yer şüphesiz Karapınar'dır. 1960 öncesi erozyon Karapınar'da hayatı durduracak seviyeye getirmiş, erozyon yüzünden insanlar evlerinden çıkamaz hale gelmişlerdi. Öyle ki ; erozyonla sürüklenen kumlarla, şehirler arası yollar kapanmıştı.

1962 yılında Toprak Su Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan erozyonla mücadele çalışması, 45 yıllık geçmişiyle dünyaya örnek olmuş,1962-1970 yılları arasındaki çalışmaların sonucunda Konya Karapınar'daki erozyon sahaları - çöl nitelikli arazide - üretim yapılabilir hale gelmiştir.

Böylece ; 50 yıllık ağaçlandırma projesi yüzleri güldüren sonuç vermiştir. Ancak ilçeyi taşınma noktasına getiren erozyonun tahribatı unutulmasın ve ibret olsun diye bir tepeye tek bitki dahi dikilmemiştir.

Konya Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele İstasyonu Müdürlüğü Karapınar Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi Sorumluları erozyon sahasının şimdilerde ormana döndüğünü söylüyor. 1960'lı yıllarda bölgenin çöl olduğunu ve halen coğrafya kitaplarında Karapınar Çölü olarak adlandırıldığını hatırlatan sorumlular '' Burası yıllardan beri alınan önlemlerle ormana döndü. Şu an bölgede binlerce ağacın yanında sebze bile yetiştiriliyor. Bölgede yalnızca 'Örnek Tepe' ismi verilen 4-5 bin metrekarelik alan ağaçlandırılmadı. Şimdi o alan çöl olarak kalırken çevresi ormana dönüştü" şeklinde söylemde bulunuyorlar. Örnek Tepe'nin bulunduğu alana toprak bilimciler, akademisyenler ve öğrencilerin gelip araştırma yaptıklarını ifade eden yetkililer bu bölgedeki değişimin proje,çaba ve başarılı sonuçlarını " insanlığa ibret olması ve araştırmalar açısından çok önemli bir örnek" olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar..


Mutlaka yapın >>>>
Doğal oluşumların çok olduğu Karapınar’da Meke Krater Gölü, Acı göl, Meyil Obruğu, Çıralı Obruğu, Meke Dağı inleri, Çıralı Gölü inleri, Sultan Selim Camii ve Külliyesi görülmeye değer, eşine az rastlanan yerlerdir. >>>>
OBRUKLAR DİYARI KARAPINAR
Geçmiş tarihinde Hititler’in yerleşme merkezi olarak seçtiği Karapınar, Hititler’in yarı bağımsız rahip kralları tarafından yönetildikten bir süre sonra Truva Krallığı’nın hâkimiyetine girmiş. Daha sonra sırasıyla Frigler, Lidyalılar, Asurlular, Persler, Bizans İmparatorluğu, Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından yönetilmiş
. Eski yerleşim yerlerinden biri olan Karapınar; Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması, değişik jeolojik yapısı, eşsiz krater gölleri ile Türkiye’nin önemli turizm yerlerinden biridir. Önceleri Sultanlar Şehri anlamına gelen “Sultaniye” adıyla anılan bölgenin ismi, Cumhuriyet Dönemi’nde “Karapınar” olarak değiştirilmiş. Uzun yıllar çölleşmeye neden olan erozyonla boğuşan ilçe, yoğun çalışmalar sonucunda erozyonu yenerek dünyaya örnek olmuştur.
MEKE KRATER GÖLÜ
Oluşumu bakımından dünyanın ender göllerinden biri olan Meke Krater Gölü, binlerce yıl önce oluşmuş. Volkanik bir patlama sonucu oluşan krater, zamanla suyla dolmuş. Daha sonra ikinci bir volkanik patlamayla ikinci çukur oluşmuş. Onunda suyla dolması ile iç içe iki gölden oluşan Meke Krater Gölü meydana gelmiş. Ana Meke’nin ortaya çıkmasını izleyen dönemlerde çeşitli patlamalarla bir bölümü ana Meke’ye bağlı, bir bölümü de ada olmak üzere yedi adet küçük Meke daha ortaya çıkmış.
Deniz seviyesinden 981 metre yükseklikte bulunan Meke Krater Gölü’nün derinliği 12 metre ve suyu tuzludur. Bir zamanlar tuz üretim merkezi olarak kullanılan göl, tuz kalitesinin düşmesinden sonra kullanılmadı.
Meke Krater Gölü, en şiddetli yağmurları bile hemen emecek özelliğe sahip. Bu yüzden binlerce yıldır şeklini koruyarak günümüze kadar gelebilmiştir. Sakarmeke, Çamurcun, Yeşilbaş, Angıt, Kızılbacak, Uzunbacak, Kızkuşu, Kuyruksallayan, Kuyrukkakan, Delice ve Doğan gibi kuş türlerine ev sahipliği yapmaktadır Göl, ender rastlanan jeolojik yapısı, bünyesinde barındırdığı çeşitli kuş türleri ve panoramik görüntüsü ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri durumunda. Doğal yapısıyla göl, gün batımını izlemek isteyenlerin ve fotoğraf sanatçılarının vazgeçemedikleri ilginç doğa harikası.
ACI GÖL
Karapınar’da bulunan volkanik göllerden biri. Karapınar-Adana yolunun kenarında bulunuyor. Büyük bir volkanik patlama sonucu oluşan gölün derinliği 300 metreyi geçiyor. Gölde, sığ alan yok denecek kadar az.
Karapınar’da, sıcaklardan bunalan kişilerin ve turistlerin dinlendikleri yerlerden biri Acı Göl.
Gölün suyu, adına da yansıdığı gibi çok acı.Gölün iki önemli özelliği var: Birincisi içinde bulundurduğu mineraller sayesinde insan vücudundaki kaşıntı, sivilce, yara vb. rahatsızlıkları gidermesi. İkinci özelliği ise, gölün su seviyesinin dört mevsimde de aynı olması.
OBRUK PLATOSU VE OBRUKLAR
Tuz Gölü havzası ile Konya Ovası arasında yer alan Obruk Platosunu, Karacadağ, Hasan dağı, Melendiz Dağları ve Bozdağlar çevreliyor. İlçenin birçok köyü ve yaylası bu plato üzerinde yer alıyor.
Oyuk, çukur, çökmüş yer anlamına gelen obruklar, yeraltında zamanla eriyen kalker taşlarının çökmesi ile oluşuyor.
Karapınar’daki başlıca obruklar; Meyil, Çıralı, Yılan ve Meke Obrukları’dır. Meyil Obruğu, Karapınar’ın Meyil yaylasında yer alıyor. Obruğun derinliği 40 metre. Çıralı Obruğu, Büyük Çıralı Yaylası’nda. Obruğun yamacında mağaralar var. Bu mağaralarda Roma devrine ait kalıntıların bulunması, buraların bir zamanlar kullanıldığını gösteriyor.
Obruk Platosunda günümüzde de yeni obruklar oluşuyor.
alternatif tanıtım için aşağıdaki linkleri tıklayınız -- >>>>>
http://www.merhabahaber.com/konyada-orman-mi-var-8060yy.htm
http://www.crop-mal.org/uploads/downloads/Dissemination%20A.Mouton%20Publication_Imagine_91%20TR.pdf