Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır.
Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz.
Kenti koruyan, büyük kısmı bugün yıkılmış halde olan surlara, 24 adet kare planlı kule yerleştirilmiş.
Grek Tiyatrosu tipindeki muhteşem tiyatrosu, yamaca yaslanmış 300 ayak (91 m.) cephesiyle birlikte tamamen korunabilmiş devasa bir yapı.
Sipiral yivli mermer sütunların üzerlerinde istiridye kabuğu şeklinde motiflerle dekore edilmiş nişler yer alıYOR. Sütunların arası heykellerle süslenmiş. Burada yapılan kazılar sırasında bol miktarda heykel bulunmuş. Sahne arkasındaki duvarlar ise mermer kabartmalarla bezenmiş.
Büyük Hamam Kompleksi : Masif duvarları ve bazı tonozları ayakta kalabilmiş. Büyük hole bitişik tonozlu kapalı mekanlar günümüzde müze olarak kullanılıyor.
HİERAPOLİS ANTİK KENTİ
Yunanca 'kutsal şehir' anlamına gelen Hierapolis Antik kentinin M.Ö. II. yüzyılda Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu, adını ise Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı sanılıyor.


Kent M.Ö. 190 yılında kurulmuş. M.Ö 2. yüzyılda Roma egemenliğine giren şehir altın dönemini bu zamanlar yaşamış ve depremlerle yıkıldıktan sonra tamamen Roma mimarisiyle bezenmiş.
İsa'nın havarilerinden olan Aziz Philippus'un burada öldürülmesi şehre dini bir önem de kazandırmış. M.S. 395'te Bizans'ın, daha sonra 1210'da Anadolu Selçukluları'nın hakimiyetine girmiş.
Muhteşem Tiyatrosunun kapasitesinin 9.500 kişi olmasından dolayı şehir nüfusunun 95.000-100.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Tiyatronun tasarımından burada gladyatör dövüşleri yapıldığı anlaşılır.
Şehrin giriş kapısında işlenmiş olan Medusa figürü, tanrıça Medusa'dan korunmak için yapılmış. Bu inancın Türk kültürüne nazar boncuğu olarak geçtiği düşünülüyor.
Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis arkeolojik kenti, antik çağlardan ulaşan en çarpıcı merkezlerden biridir.
Denizli’ye 2 km. uzaklıkta bulunan bu alan, eşşiz tiyatrosu ve ayrıca çok çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları ile de ünlü.
Hierapolis Antik Kenti, Tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları (travertenler) sayesinde tarih boyunca turist çekmiş.

Kentin Hamamı da, kente gelen yolcuların yıkanarak şehre girmeleri için şehrin dışına inşa edilmiş.
Eski kaynaklara göre metal ve taş işlemeciliği, dokuma kumaşları ile sükse yapmış olan kent, Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuş. Bu özellikleri ile bölge, hem kültürel hem doğal miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ nde yerini almış.

MUHTEŞEM TİYATRO
Hierapolis Antik Tiyatro ; yapımı 150 yıl süren, Akdeniz Havzası içinde en önemli ve özgün Roma Tiyatrosu olan 1800 yıllık bir Antik Tiyatro.
Dünyada eşi benzeri olmayan 2500 yıllık Pamukkale Hierapolis Antik Kenti'nin en değerli yapısı kuşkusuz bu Antik Tiyatrosu.

Hierapolis Antik Tiyatrosu ; Antalya Perge Tiyatrosunun dışında hiçbir antik tiyatroda bulunmayan mitolojik kabartmaları, görkemli sahne binası ve diğer özellikleriyle Akdeniz havzası içinde Roma Dönemi Anadolu Tiyatroları arasında en önemli ve özgün bir yere sahip.
Tiyatroda gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları çok güzel sonuçlar vermiş.1800 yıllık Hierapolis Antik Tiyatrosu’ nun yapımı; M.S. I. yüzyılın ikinci yarısında başlanılmış, III. yüzyılın başlarında da tamamlanmış ve yaklaşık 150 yıl sürmüş.
Roma tiyatrolarının en güzel örneklerinden biri olan,yamaca yaslanmış tüm cepheleriyle birlikte korunabilen bu muhteşem yapının 50 oturma sırası bulunuyor. Bu oturma sıraları 8 merdivenle 9 bölüme ayrılmış. Sütunların arası heykellerle süslenmiş.Sahne arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alıyor.
Tiyatroda yer alan kabartmalı frizlerde; Apollon ve Artemis’ in doğuşu ve dini ayin sahneleri, Dionysos, eğlence sahneleri, Marsyas ve Apollon arasında geçen müzik yarışması, tanrılar ile devler arasındaki savaşlar, yer altı tanrısı Hades’ in tanrıça Persephone’ yi yer altına kaçırması... gibi mitolojik konular ile Hierapolis Kenti için yapılan sportif yarış sahneleri, kral kapısı üstünde İmparator Septimus Severus’ un taç giyme merasimi tasvir edilmiş.
Restorasyon çalışmalarında Sahne Binasına ait olan 3000 ' e yakın mermer blok ve mimari süsleme parçaları tek tek incelemiş, restorasyonda % 95 oranında buradaki orijinal mimari malzeme kullanılmış.
19 Nisan 2010 tarihinde başlayan restorasyon çalışmaları 10 Haziran 2013 tarihinde tamamlanmıştır. Türkiye’ de Sahne Binası restore edilen tek tiyatro ünvanına sahip olan Pamukkale Hierapolis Antik Tiyatrosu,yapılan bu restorasyon çalışmaları sonrası 12.000 kişi kapasitesi ile kültürel ve sanatsal etkinlikler için faal duruma gelmiştir.
HIERAPOLIS HAMAMI - ARKEOLOJİ MÜZESİ
Devasa yapı
Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Müzede Hierapolis kazılarından çıkan eserlerin yanında Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu) vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadır.

Ayrıca Tunç çağının en güzel örneklerini veren Beycesultan Höyüğü'nden elde edilen arkeolojik buluntular müzenin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Ayrıca Caria, Pisidya ve Lidya bölgelerindeki bazı yerleşimlerden ortaya çıkarılan eserler Hierapolis Müzesi'nde toplanmış ve sergilenmektedir.
Hierapolis Hamamı'nın bölümlerinden olan üç kapalı mekan ile doğu bitişiğindeki kütüphane ve gymnasium olarak bilinen açık mekanlar müze teşhir alanları olarak düzenlenmiştir. Küçük ve büyük bir çok eserin sergilendiği müze üç kapalı mekandan oluşmaktadır. Açık alanda sergilenen eserler ise daha çok mermer ve taş eserlerdir.

HİERAPOLİS ' TEN GÖRÜNTÜLER
















Antik kentin detaylı tanıtımı için ayrıca aşağıdaki linki tıklayınız >>>